Bin Kere de Seyretsek Doyamayacağımız 22 Şahane Film

Zevkler ve renkler tartışılmaz, konu sinema gibi kompleks bir sanat olunca da zevkler epey değişkenlik gösterebiliyor doğrusu, türler, oyuncular, yönetmenler, filmin süresi, müzikleri farklı farklı etkiler oluşturuyor üzerimizde, burası kesin. “Şu filmi izle, bayılacaksın” dediğimiz bazı filmler en yakın arkadaşımızın bile ilgisini çekmeyebiliyor bazen. Fakat bazı filmler var ki, TV’de, uçakta, festivalde, özel bir gösterimde, DVD’de, nerede karşımıza çıkarsa çıksın tekrar tekrar izlemekten kendimizi alamıyoruz ve bu duyguda neredeyse hepimiz birleşiyoruz. İşte o tadına doyulmaz filmlerden sadece 22 tanesi!

 

1. Birkaç İyi Adam (A Few Good Men, 1992):

1. Birkaç İyi Adam (A Few Good Men, 1992):

Yönetmen Rob Reiner, senarist Aaron Sorkin, oyuncular Tom Cruise, Jack Nicholson, Demi Moore, Kevin Bacon olunca ortaya nefis bir film çıkmasın da ne çıksın? Ünlü donanma avukatı Kaffee, Küba sınırında donanmada yaşanan bir cinayet davasında daha önceki yöntemlerinin işe yaramadığını fark eder. Dava sürecine avukat Joanne Galloway’ın da katılmasıyla Kaffee’nin tek şansı Galloway ile işbirliği yapmak gibi görünür.

 

2. Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü (The Lord of the Rings: The Return of the King, 2003):

2. Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü (The Lord of the Rings: The Return of the King, 2003):

Sinema tarihinin en iyi üçlemelerinden olan Yüzüklerin Efendisi’nin hangi bölümüne rastlarsak rastlayalım, bir şans daha verip yeniden izleriz şüphesiz fakat Kralın Dönüşü filmin en önemli ve en başarılı kısmı şüphesiz. Karakterlerin yolculuklarının sona erip amaçlarını gerçekleştirmek üzere büyük bir mücadeleye girecekleri son film ne de olsa. Yönetmenin bu bölümde yer alan savaşları görselleştirme konusundaki becerisinden bahsetmemek de olmaz. Yarattığı büyülü atmosfer sayesinde yıllar geçtikçe değerine değer katılacak bir filmin en güzel halkası Kralın Dönüşü. Tekrar tekrar büyük heyecanla izlenebilecek bir roman uyarlaması. Olsun o kadar, romanları su içer gibi tüketen bir arkadaşım “okurken kılıç sesleri duydum” demişti, kağıt üstünde bile o denli etkiliydi…

 

3. Wanda Adında Bir Balık (A Fish Called Wanda, 1988):

3. Wanda Adında Bir Balık (A Fish Called Wanda, 1988):

Modern klasikler arasına girmiş eşsiz bir komedi. Jamie Lee Curtis, Kevin Kline, John Cleese gibi muhteşem oyuncular…. Wanda ve erkek arkadaşı Otto, bir elmas koleksiyonunun soygununu planlayıp gerçekleştirmek üzere İngiltere’ye gelirler. Ekip arkadaşlarıyla birbirlerini sata sata olayları inanılmaz karışık bir hale getirirler. Bu nefis komedi, Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 1001 Film” kitabındaki listede yer alıyor. Yakaladığını yerde defalarca izleyin, doyamayacaksınız!

 

4. Indiana Jones: Son Macera (Indiana Jones and the Last Crusade, 1989):

4. Indiana Jones: Son Macera (Indiana Jones and the Last Crusade, 1989):

Tarihin en ünlü maceracı arkeologu Indiana Jones’un maceralarını da beyazperdede pek çok kez izledik ve hepsinden ayrı zevk aldık. 1989 yapımı Spielberg imzalı Son Macera ise o dönemki üçlemenin son halkasıydı ve gerçekten tadına doyulmaz bir seyirlikti. En İyi Efekt dalında Oscar’ı kazanan filmde başrolleri malum usta oyuncular Harrison Ford ve Sean Connery paylaşıyor. Filmde herkes gizemli Kutsal Kase’nin peşinde. Babasını kurtarmaya giden Indiana’nın birincil hedefi Kutsal Kase’yi Nazilerden önce ele geçirmek.

 

5. Kuzuların Sessizliği (Silence of the Lambs,1991):

5. Kuzuların Sessizliği (Silence of the Lambs,1991):

1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday olan film, yönetmeni ve başrol oyuncularına altın heykeli getirirken, en iyi film ve  senaryo uyarlaması dalında da ödüle hak kazanmıştı. Anthony Hopkins ve Jody Foster’ın inanılmaz performans sergiledikleri bu film de “Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 1001 Film” kitabındaki listede yer alıyor. Genç FBI ajanı Clarice, kurbanlarının derilerini yüzen sapık bir katilin elinden bir kadını kurtarmaya çalışır. Clarice, katile ulaşmak için başka bir psikopat olan ünlü doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşır. Lecter insan eti yiyen bir psikopattır. Hopkins tarafından canlandırılan Hannibal Lecter karakteri Amerikan Film Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan listede sinema tarihindeki en önemli kötü karakter olarak yer almıştır.

 

6. 12 Kızgın Adam (12 Angry Men, 1957):

6. 12 Kızgın Adam (12 Angry Men, 1957):

Sidney Lumet imzalı film, Reginald Rose’un aynı adlı oyunundan uyarlandı. Film 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasında seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiş. Henry Fonda, John Fiedler gibi önemli oyuncuların şahlandırdığı filmde bir genç adam, babasını öldürdüğü gerekçesiyle cinayetle suçlanıyor, gencin mahkemeye sunduğu savunma ise zayıf. 12 jüri üyesinden sadece sekiz numaralı jüri üyesi Davis bu gence ‘suçsuz’ hükmü yönünde oy veriyor ve gerçekler teker teker ortaya çıkıyor. Jüri odasında geçen film, tek mekana rağmen ilgiyi her an ayakta tutuyor.

 

7. 12 Maymun (Twelve Monkeys, 1995):

7. 12 Maymun (Twelve Monkeys, 1995):

Terry Gilliam yönetmenliğindeki filmde başrollerde Brad Pitt, Bruce Willis ve Madeleine Stowe gibi önemli isimler yer almıştı. Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Brad Pitt) ve En İyi Kostüm Dizaynı (Julie Weiss) dallarında Oscar’a aday olmuştu.

 

8. 5. Element (The Fifth Element, 1997):

8. 5. Element (The Fifth Element, 1997):

Luc Besson filmografisinin en değerli yapıtlarından biri olan bilim kurgu türündeki film, Bruce Willis, Gary Oldman ve Milla Jojovich’i biraraya getirmişti. Film 23. Yüzyılda geçiyor ve kahramanlarımızın dünyayı yaklaşmakta olan bir saldırıdan kurtarma çabalarını konu alıyor. Bilim kurgunun yanısıra felsefi açılımları da olan konu Besson’un 16 yaşından itibaren kafasında olan bir hikayeymiş.

 

9. Geleceğe Dönüş (Back to the Future, 1985):

9. Geleceğe Dönüş (Back to the Future, 1985):

Robert Zemeckis’in yönettiği filmde, Steven Spielberg ise yürütücü yapımcılık yapmıştı. Bilim kurgu türündeki filmde çılgın bilimadamı Dr. Brown zamanda yolculuk yapan bir araba geliştiriyordu bildiğiniz üzere. Marty adlı genç de bulundukları zamandan 30 yıl öncesine giderek kaderin gidişatını bozuyordu. Zamanda yolculuk temalı filmlerin atalarından olan film, dönemin izleyicisi epey şaşırtmış ve kült filmler arasına girmiştir.

 

10. İlk Aşk, İlk Dans (Dirty Dancing, 1987):

10. İlk Aşk, İlk Dans (Dirty Dancing, 1987):

80’li yılların önemli filmlerindendir. Film 1988’de en iyi şarkı dalında Oscar ödülünü ‘The Time of My Life’ şarkısıyla kazanmıştı. Patrick Swayze ve Jennifer Grey’in başrolü paylaştığı film, 60’lı yıllarda dans öğretmenliği yapan Johnny ile çalıştığı otele ailesiyle gelen Frances arasında sınıfsal farklara rağmen devam eden aşkı konu alıyordu.

 

11. Ocean’s Eleven (2001):

11. Ocean's Eleven (2001):

Lewis Milestone’un yönettiği 1960 tarihli Ocean’s Eleven’ın yeniden çevrimi olan yapımın yönetmeni Steven Soderbergh. Danny Ocean, karizmatik ve becerikli bir hırsız. New Jersey hapishanesinden şartlı salıverilmesine 24 saat kalmışken bile bir sonraki soygunu planlayan Ocean, 11 kişilik ekibini kurmakta gecikmez. Filmin sinematografik ve hikaye başarısı bir yana, oyuncu kadrosu gözden kaçacak gibi değil: George Clooney, Brad Pitt, Matt Damon, Andy Garcia, Casey Affleck, Julia Roberts…… Bulduğun yerde, gel de izleme!

 

12. Hayat Güzeldir (Life Is Beautiful, 1997)

12. Hayat Güzeldir (Life Is Beautiful, 1997)

Roberto Benigni imzalı film, ikinci dünya savaşı öncesinde başlıyor ve neredeyse komedi türünde ilerliyor fakat filmin ikinci yarısı savaş döneminde Guido ve Dora’nın toplama kampına götürülmeleri ve küçük oğullarıyla orada yaşadıkları mücadeleye odaklanıyor ve oldukçta dramatik, dokunaklı bir yapıya bürünüyor. İtalyan yapımı film 1998 Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü kazandı. Filmin müziklerinin bestecisi olan Nicola Piovani ise aynı yıl En İyi Film Müziği Akademi Ödülü’ne layık görüldü.

 

13. Schindler’in Listesi (Schindler’s List,1993):

13. Schindler’in Listesi (Schindler's List,1993):

Thomas Keneally’nin 1982’de yayımlanan ve Booker Ödülü kazanmış kitabından Steven Zaillian tarafından senaryoya uyarlanan ve Spielberg tarafından beyazperdeye aktarılan film o yıl Akademi, Altın Küre, BAFTA ve Grammy ödülleri kazanmıştı. II. Dünya Savaşı sırasındaki Nazi soykırımından binlerce Polonya yahudisinin kurtarılmasında rolü olan Oskar Schindler’i konu edinen film şüphesiz tüm zamanların en iyi filmlerinden biridir. Oyuncu kadrosunda ise Liam Neeson, Ben Kingsley, Ralph Fiennes gibi önemli isimler vardı.

 

14. Dövüş Kulübü (Fight Club,1999):

14. Dövüş Kulübü (Fight Club,1999):

Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan, tüketim toplumunu eleştiren aynı isimli roman üzerinden çekilen kült film hangimizi etkilemedi ki? David Fincher’ın en iyi filmlerinden. Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter başrollerde. Fazla söze gerek yok, Dövüş Kulübü bin kere karşımıza çıksa yine izleriz. Her izlediğimizde de filmle ilgili yeni bir sürprizi farketmemiz olası. Malumunuz film epey subliminal mesaj içeren, düşündükçe anlaşılan epey detaya sahip. Hafızamıza kazınmış replikler ise cabası. Biliyorsunuz, “his name is Robert Paulson.”

 

15. Oyun (The Game, 1997):

15. Oyun (The Game, 1997):

John Brancato ve Michael Ferris’in muhteşem senaryosu, yine David Fincher yönetmenliğinde bir şahesere dönüşmüştü. Bunda oyuncuların payı da çok elbette: Michael Douglas ve Sean Penn gerçekten muhteşem performans sergilemişlerdi. Tüm hayatını kontrol bağımlısı halinde yaşayan Nicholas Van Orton’ın başarıları,  alacağı bir doğum günü hediyesi ile beraber değişecektir. Kardeşi Conrad, Nicholas’a sonunda çok büyük bir ödülün olduğu bir oyun hediye eder, fakat bu oyun bir süre sonra ölüm kalım mücadelesine dönüşür.

 

16. Yedi (Se7en, 1995):

16. Yedi (Se7en, 1995):

Hıristiyan inanışına göre yedi ölümcül günah: kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, yıkıcılık ve tembellik. Kevin Spacey’nin büyük bir ustalıkla canlandırdığı seri katil, 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi yöntemleriyle öldürüyordu. Başrollerde Brad Pitt, Morgan Freeman ve Gywneth Paltrow da var. Yine bir David Fincher filmi ve şüphesiz muhteşem bir kara film örneği. İzlemelere doyulmaz.

 

17. Thelma ve Louise (Thelma&Louise, 1991):

17. Thelma ve Louise (Thelma&Louise, 1991):

Hikayeyi biliyorsunuz: Sevgilisinden sıkılan Louise (Susan Sarandon), sıkıcı bir evlilik hayatı olan arkadaşı Thelma’yı (Geena Davis) ikna eder ve birlikte özgürlükle dolu bir araba yolculuğuna çıkarlar. 6 dalda Oscar’a aday gösterilmiş olan film en iyi özgün senaryo ödülüne layık görülmüştü. Senarist Callie Khouri ve ünlü yönetmen Ridley Scott’ın birlikte varettikleri bu muhteşem film de elbette “Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 1001 Film” kitabının listesinde yer alıyor.

 

18. The Bodyguard (1992):

18. The Bodyguard (1992):

Ah Whitney Houston! Reagan’ın yakın korumalığını yapmış olan ve işe gitmediği gün başkanın vurulması sonuca bunalıma giren Frank (Kevin Costner) ünlü şarkıcı Rachel’in koruması olma görevine kendini adar. Birbirlerine aşık olduklarında ise işler çığrından çıkar. Zamanında hasılat rekorları kırmış film hem hikayedeki aşk temasının güzelliğiyle, hem de Houston’un eşsiz sesinden dinlediğimiz parçalarla döneme damgasını vurmuştu. Filmin güzelliği bir yana, Houston’a olan özlemden dolayı da bin kez izlenir…

 

19. Eşkıya (1996):

19. Eşkıya (1996):

Doksanlarda çekilmiş en başarılı Türk filmlerinden olan Yavuz Turgul imzalı Eşkıya şimdiden kült film mertebesine ulaştı kendi sinemamızda. Defalarca izlense de bıkılmayacak kadar etkili ve vurucu bir dram. 35 yıllık hapis hayatından sonra eşkıya Baran’ın ilk işi köyüne dönmek olur fakat en yakın arkadaşı onun çocukluk aşkını elinden alarak İstanbul’ a gitmiştir. Baran da onu bulmak üzere İstanbul’un yolunu tutar, burada yolu Cumali ile kesişir. Şener Şen ve Uğur Yücel unutulmaz performanslarıyla yer etmişlerdi gönlümüzde.

 

20. Arabesk (1989):

20. Arabesk (1989):

Ertem Eğilmez’in unutulmaz absürd komedi filmi Arabesk’in eşi benzeri henüz yapılmadı bizce. Gani Müjde’nin senaryosunu yazdığı filmde Şener Şen ve Müjde Ar başrolde. Ağa kızı Müjde çocukluk arkadaşı Şener’le evlenmek ister fakat babası Şener’i küçük görür ve izin vermez. Müjde ve Şener yanlış anlaşmalar sonucu sürekli barışıp ayrılacaklardır, sonunda kavuşurlar ama bu kez de Müjde’ye çocukluğundan beri aşık olan Kaya’nın (Necati Bilgiç) kötülükleriyle karşılaşırlar ve bir türlü biraraya gelemezler. Dönemin sinemasında hüküm süren arabesk furyasını akılcı bir mizahla eleştiren filmleri sırf müzikleri için bile defalarca izleyebilirsiniz.

 

21. Hababam Sınıfı (1974):

21. Hababam Sınıfı (1974):

Ertem Eğilmez imzalı bir kült daha! Öğrencilik hayatları tembellik ve yaramazlık üzerine kurulu olan bir sınıfın lisede yaşadığı eğlenceli ve dokunaklı öykülerin anlatıldığı film serisi, Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri Hababam Sınıfı romanından uyarlanmıştı. Senaryo, oyunculuklar, unutulmaz müzikler… 2000’lerde yenileri çekildi ama maalesef hiç ama hiç sevemedik onları biz. Orijinali gibi olur mu? Ah Mahmut Hoca!

 

22. Her Şey Çok Güzel Olacak (1999):

22. Her Şey Çok Güzel Olacak (1999): Ömer Vargı imzalı yapım, Cem Yılmaz’ı uzun metrajda oyuncu olarak ilk kez izlediğimiz film. Senaryo da Cem Yılmaz&Ömer Vargı birlikteliğiyle meydana gelmiş. Mazhar Alanson ile Cem Yılmaz, abi kardeş rolüyle harikalar yaratıyorlar. Nuri, karıştığı bir kavga sırasında üç yıldır görmediği kardeşi Altan ile karşılaşır. Bu rastlantı; aradan geçen bunca zamandan sonra bu iki kardeş için sürpriz olur ve Altan Nuri’nin başına türlü iş açar. Yine türlü replikler aklımıza kazınıp kaldı, örneğin “bilemiyorum Altan!” Olsa da izlesek!

About Sedat Yücel

1982 doğumlu Makine Mühendisi, Bilgi İşlem Müdürü, Webmaster, Gayrimenkul Danışmanı, Fenerbahçe Hooligans bir ihtiyar :)

Check Also

Türksat 4A Uydusu 2019 GÜNCEL TV Kanal Radyo Frekans Listesi

Kazakistan’daki Baykonur uzay üssünden 14 Şubat 2014 tarihinde fırlatılan en yeni uydumuz Türksat 4A 50 …

Bir Cevap Yazın LÜTFEN

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.